Akıllı telefonlardan önce mobilden mesajlaşmanın tek yolu SMS’ti. Anlık mesajlaşma kavramı mobilde ilk kez 2005 yılında ortaya çıktı. Bu dijital iletişim tarihinde dönüm noktasıydı. Wi-Fi ya da mobil internet üzerinden çalışan mobil mesajlaşma ilk başta sohbet amaçlı kullanılırken, uygulamalar geliştirildikçe fotoğraf, video, dosya gibi paylaşımlar da mümkün hale geldi.
Bugün mobil mesajlaşma uygulamalarının 5 milyarı aşkın aktif kullanıcısı bulunuyor. Özellikle hızlı ve kolay iletişim sağlandığı için tercih ediliyor. Tabii ki tek tercih sebebi bu değil. Mesaj grupları kurulabiliyor, toplu mesaj atılabiliyor. Mesajın okunup okunmadığı bile görülebiliyor. Sadece sohbet amaçlı değil, iş görüşmeleri için de tercih ediliyor. Çoğu şirket bazı işlerini mesaj gruplarından yürütüyor. Bu noktada altını çizmemiz gereken önemli bir konu var. Mobil mesajlaşma çoğu şirketin vazgeçilmezi haline gelse de bu uygulamaların gerçekten iş aracı olmadığı bir gerçek.
Peki, olmasını istemez miydiniz?
Şirketinize özel mobil mesajlaşma uygulaması olduğunu düşünün. Kurum içi iletişiminizi kolay ve hızlı bir şekilde yapıyorsunuz. Çalışanlarınızla anlık mesajlaşabiliyor, mesaj grupları kurabiliyorsunuz.
Üstelik kriptografi teknolojisiyle tüm paylaşımlarınız bilgi güvenliği sağlamış oluyorsunuz. Şirket dokümanları hiçbir şekilde dışarı çıkmıyor. Veri tabanından bakılsa bile yazışmalar takip edilemiyor.
Sadece kurum içine açık olan mesajlaşma uygulaması iş görüşmeleri dışında kullanılmadığı için mesajların okunmama, kaybolma gibi riski oluşmuyor ve kurum içi bilgi güvenliği sağlamış oluyorsunuz.
Yine sadece kurum içine açık olduğu için diğer çalışanlarla ya da mesajlaşma gruplarıyla yanlış paylaşımlarda bulunma ihtimali sıfır.